16 Kasım 2014 Pazar

Aşktan Kaçılmaz

                                 

              Merhabaa ! Bugün biraz aşktan bahsedelim diyorum. Ne dersiniz ? :)) Önce şu soruyla başlayalım. Sizce aşk nedir ? Bence aşk; birine kendini kaptırmaktır. Hiçbir nedeni yokken rastgele hayatınıza girmiş olan bir insana körü körüne bağlanmaktır. Ne yaptığı, neyle ilgilendiği, neyi sevip sevmediğiyle ilgilenmektir. En önemlisi aşk; özel birine karşı besleyebileceğimiz en önemli duygudur. Şu soruyla devam edelim. Sizce aşk gerçekten var mıdır ? Bence vardır. Sonuçta görüp de beslediğimiz o kadar çok duygu var ki... Bunlardan en önemlisi de aşık olmak. Açık konuşalım. " Ben hayatımda hiç aşık olmadım. " diyen biri yalan söyler. Elbet birine karşı özel bir duygu beslemiştir. " Ben aşık olmak istemiyorum," diyen insan da yalan söyler. Sonuçta acısıyla tatlısıyla bu duygu en özel ve en güzel bir duygudur. Üstelik aşık olmak o an elinizde olmadan gerçekleşen bir duygudur. Bu da diğer duygulardan özel olduğunu gösterir. Bir de insanlarda şu gibi yargı vardır. " İnsan hayatında bir kez aşık olur. " Biraz öznel bir anlatım olacak ama bence çok yanlış. Sonuçta hayatımıza o kadar çok insan giriyor ki. Üstelik hepsine de aşık oluyoruz. İnsanın bir tek kişiye hayatının sonuna kadar aşık olması mümkün mü ? Bazı insanlarda öyle oluyor evet. O da onların şansı. Demek ki doğru bir insanı bulmuş ki ömrünün sonuna kadar onu seviyor. Hayatta kendini tek bir insana bağlamakta yanlış. Sonuçta o insan senin için doğru kişi değil. Neden zorluyorsun ? Olmuyorsa olmuyordur. Kapat defteri. Dünya da sadece o insan yok ya. Gelelim ilk görüşte aşka... Biraz klişe bir soru olacak ama ilk görüşte aşka inanır mısınız ? :D Ben inanırım. Sonuçta o insanı ilk gördüğünüzde ondan çok hoşlanıyorsunuz ve tanımaya devam ettikçe de hoşlantınız aşka dönüşüyor. Aşık olduğunuz insanı ilk görmek... O o kadar da güzel bir duygu ki. Rast gele. Hiç bilmediğiniz bir insan. Göz göze geliyorsunuz. Belki de ileride aşık olacağınızı o insanın her şeyiniz olacağını bilmeden. Belki biraz anlarsınız. Çünkü bakışlarından etkilenmişsinizdir. Sonradan tekrar göz göze gelince bir başka bakar size.Ardından  bir bakmışsınız aşık olmuşsunuz. Size karşı ne yapsa, ne dese, sizinle konuşsa, size baksa ayrı bi mutlu olursunuz. Rutin hayatınız biter. O gece yatınca hemen sabah olmasını istersiniz. "Acaba ne olacak ? " ya da " acaba bugün bana bakacak mı ? " diye düşünmekten kendinizi alamazsınız. Aşık olduğunuz insan sizi üzse bile o sizin için özel bir üzüntü olur. Sizi hayata daha çok bağlar. Yaşama sevinciniz artar. Siz siz olun asla " aşık olmak istemiyorum," diye düşünmeyin. Onun acısı da başka, üzüntüsü de, mutluluğu da.

Hepinize aşklı günleer !!

21 Ağustos 2014 Perşembe

Bazı insanlar, bazen insanlar.



            Hey merhaba ! Uzun bir aradan sonra geldim işte. Yazamamak ne kadar da kötü bir şeymiş. Her neyse, bugünkü yazımda arkadaşlıktan ve insanlardan bahsedeceğim. Kafamı kurcalayan o kadar çok soru var ki... Mesela doğru arkadaş nasıl bulunur ? Ya da doğru arkadaşı bulduğunuzu nasıl anlarsınız ? Ben bu soruları cevaplayamadığım için onca yanlış insan ve onca yanlış arkadaş buldum ki. Mesela yaptıklarına gülüp, seni eleştiren insanlar. " Ayy bunu mu aldınn ?? " küçümseyen bakışlar, küçümseyen laflar. Bir kusurunla dalga geçen insanlar. " Ne kadar da şişkosunn !! " İşte bu laf öyle bir insana denecek son laf. Hiç kusurunun olmadığını düşünen, kendini mükemmel sanan onlarca insan var ki. Oysa onlarında bir kusuru var. Kusurları ; kusurlu olan insanlarla dalga geçen insanlar. Aslında esas en büyük kusurlu olan dalga geçen insanlardır. Hiç kimse ama hiç kimse bir şey başına gelmeden asla bilemez. Evet bilemezler. Ama empati de mi kuramazlar ? Kuramazlarmış. Bunu en iyi gören ben oldum şu son zamanlarda. Özellikle lisede. İlkokulda hiçbir şey anlamıyorsun. Hele liseye gel gör bakalım insanların ettikleri lafları. Tabii o zaman ilkokuldan çıktım. Liseyi ilkokul gibi biliyorum. Ama nerdeee ? İlkokuldan çok dedikodu, ilkokuldan daha çok dalga geçmeler. İnsan yerinde ve zamanında neler söyleyeceğini ya da yapacağını bilmeli bence. Hele öyle bir şey ki en alıngan olunan, en dalga geçilmeyecek çağda insanlarla dalga geçenler var. Kendilerine hiç sormuyorlar. " O insan öyle olmayı ister mi ? " Bir çocuk taktı sivilcelerine mesela. Kötü göründüğünü düşünüyor. Ama okula gidince arkadaş ortamı her şeyi unuttu tabii. Sen niye oradan çıkıp da " sivilcelerin ne kadar da çoookkk ?? " diye insanın tekrar moralini bozuyorsun ? O insan zaten takmış buna. " Birisi dalga geçer mi acaba ? " diye düşünüyor. O senin dediğin laf, yarasının üstüne tuz biber oluyor. Daha çok üzülüyor, daha çok ağlıyor, daha çok canı yanıyor. Aslında böyle şeyleri erkeklerin yaptığı pek söylenemez. Genelde kızlar yapar. Bir de küçümseyici bir bakış fırlatır, cümleleri uzata uzata vurgulayarak söyler. Açıkçası biri yanımda arkadaşım hakkında böyle söylerse onu canını yakana kadar çok dövmek isterim. Kim istemez ki ? Yani en azından gibi insanlar çok ister.  Ben hep karşılaşıyorum böyle dalga geçenlerle. O kadar sinir oluyorum ki. Karışmamak elimde değil. Hemen atılıp bir laf söyleyiveriyorum. Tamam insanlar böyle işte. Dalga geçilen insan sen neden bir şeyler söyleyip, ya da takmamak yerine bir köşede çekilip ağlıyorsun ki ? O senin canını yakıyorsa sende onun canını yak. Tıpkı Babil yasaları gibi; " göze göz, dişe diş. "

  

23 Aralık 2013 Pazartesi

1- En sevdiğin renk?
 
   Sarııı :))

   2- En sevdiğin çiçek?

   Gül sanırım :D

   3- En sevdiğin yemek/sebze/içecek?

   İçecek olarak kolaa :D

   4-En sevdiğin yerli/yabancı şarkı?

   Union J - Beautiful lifee işin garibi bu şarkıyı dinlerken rahatlıyorum :D

   5-En sevdiğin komedyen?

    Bunu hiç düşünmedim ama sanırım yok :D

  6-En sevdiğin kız/erkek ismi?

   Kız olarak : Toprak Erkek olarak : Ege :D

   7-En sevdiğin kitap?

  Bütün okuduğum kitaplar ayrı ama okuduğum polisiye kitabı olan " aklından bir sayı tut " benim için apayrı

   8- En sevdiğin yerli/ yabancı oyuncu?

   Dylan Sprouse ve Cole sprouse :D

  9- En sevdiğin yerli/ yabancı film?

  Titanic :D Çok izledim ben onu hem de etkisinde kaldım :D

  10- En sevdiğin yerli/yabancı dizi?

  Pek dizi izlediğim söylenemez .s

  11- En sevdiğin şehir?

  Tabiiki de kendi şehirim :D ESKİŞEHİR <3

  12- En sevdiğin gazete/gazeteci?

  Ama ben gazete okumuyorum kii :(

  13- En sevdiğin mevsim/gün/ay?

  Ekim...Sonbahar...Harikaa... :)

  14- En sevdiğin kıyafet/ kıyafet tamamlayıcısı/ takı?

  Hiç düşünmedim ki :D Bilmem... :D

  15- En sevdiğin makyaj malzemesi/bakım ürünü?

  Rimel :DF.sdfSDF:

  16- En sevdiğin çizgi karakter?

  Sünger Bob :SDF:FSAD:

  17- En sevdiğin anı?

  Doğum günümde oldu. Çok hoşlandığım bir çocuk vardı. Doğum günümde bana o kadar çok iyi ve centilmen bir şekilde davranmıştı ki onun da benden hoşlandığını düşünmüştüm. Bu süper bir anıydı ve histi

  18- En sevdiğin özelliğin?

  Her yardıma atılma özelliğim :D Çok seviyorum bu özelliğimii :3

  19- En sevdiğin his?

  Hani birinden hoşlanırsın ve onunda senden hoşlandığını düşünürsün yaa heh işte o his... Muhteşem bir his...

  20- En sevdiğin canlı?

  Bitki S:DfSD::SDF

22 Kasım 2013 Cuma

BİRİ GİDER, BİRİ GELİR...

            Eveeet, sanırım bu aralar biraz daha iyiyim. Bir an her şey daha da kötüye gidecek sanmıştım. Yanılmışım. Aslında depresyona girince her şeyin giderek daha da kötüleşeceğini düşünürüz. Bir umudumuzun kalmadığını hissederiz. Ama öyle bir şey söz konusu bile değil. Zaten üzüldüğün şeyi zaman ilerledikçe saçma buluyorsan etrafına bakınca seni mutlu edecek başka insanlarında olduğunu farkediyorsun. Bunu atlatmamı sağlayan arkadaşlarımdı. Aslında ne yaptıklarını bilmiyorlar. Ama işe yaradılar :D Sanırım şu aralar depresyonda değilim. Ama her an girebilirim. İnşallah öyle bir şey olmaz. Hem... Şu aralar hayatıma yeni yeni insanlar giriyor. Her an resmen onu unutturacak bir kişi karşıma çıkabilir. Bu iyi de olur aslında. Onu unutmak, onu düşünmemek, onunla yaşadığım her türlü anıyı unutmak bana daha iyi gelecek sanırım. Şuan ki tek korkum ; " aşık olmak " bundan gerçekten çok korkuyorum. Çünkü ben aşık olduğum insana çok bağlanırım. Bu inanınki çok kötü bir duygu. Üstelik çok zor. Sonra yine ben üzülüyorum çünkü. Gelelim bugünee bugün seçmeli dersimiz olan " uluslararası ilişkiler " dersimiz boştuuu bu o kadar güzel bir şey ki anlatamam. Zaten derste çok sıkılıyordum :D Öğretmen gelmeyince başımıza bir nöbetçi öğretmende vermediler. Coştuk. Dramadan tutun oyun oynamaya kadar her türlü şeyi yaptık sınıfta :D Bu, klasik öğrenci modum ^_^ :D Ama bu sıralar anladığım tek şey ;" BİRİ GİDER, BİRİ GELİR." Cümlesiydi. Gerçekten de öyle :D Hayatta boş yere değmeyecek insanlar için üzülmemeli insan bence. Hele de onun için...
Neysee hadi ben kaçtıım ! :3 :D

10 Kasım 2013 Pazar

Hey, hayat söylesene benden başka uğraşacak bir insan yok mu ?

    Şu anda o kadar kötüyüm ki anlatamam. Hayatım neredeyse bir kaos içinde. Sanki herkes benden kaçıyor, kimse benimle konuşmak dahi istemiyor gibi. Hayatta en değer verdiğim ailem bile beni sınavlar yüzünden sıkıyor. Tek gerginlik sınavlar değil. Gerginlik benim hayatımın adı. Hayatımın bütünü. Ama beni en çok yıkan sanırım sevdiğim çocuğun en yakın arkadaşıma aşık olması... Böyle bir şey olmaması için hep dua etmişimdir. Ama galiba sonunda korktuğum başıma geldi. Arkadaşım eğer öyle bir şey olsa bile onu istemeyeceğini söylüyor. Ama bu neyi değiştirir ki ? Hiç bir şeyi. Hem de hiçbir şeyi. Yavaş yavaş güçsüzleştiğimi hissediyorum. Yanılmıyorum. Gerçekten bu bana oluyor. Hem de her dakika her saniye... Herkes beni sıkıyor, boğuyor. Ölmek istiyorum. Biliyorum belki de daha ölemem de. Ama düşünmeden de edemiyorum. Şu anda beni rahatlatan tek şey romanımı yazmak. Böylece içimdekileri kağıda aktarabiliyorum. Başka hiç bir şey beni rahatlatmıyor. Aksine, daha da kötü yapıyor. Bu olaylar yüzünden asosyal olmaktan korkuyorum. Kimseyle konuşmamaktan, kimseyle iletişim kuramamaktan korkuyorum. Biliyorum hiçbir şey düzelmeyecek ve yakında her şey çığırından çıkmaya başlayacak...

8 Ekim 2013 Salı

Beyza beni yine mimlemiş o.O

Sırf Beyza yüzünden her gün soru cevaplıyorum. Ama onu sevmediğimi zannetmeyin onu çooook seviyorum ^_^ <3 Haydi başlayayım...
 
1. En çok kırıldığın / incindiğin kelime ?

 Im... Güzel soru... Sanırım bana " şişko " denmesi...  

2. " Herkesin kullandığı bir kelime olur, ama senin için bir insan olur, o özel insan o kelimeyi kullanınca  alınırsın." Ne düşünüyorsun ?

Bence çok doğru bir cümle. Benim için özel insan gelecek beni kıran bir kelime söyliyecek... Sadece alınmam başka şeylerde yaparım sanırım....

3. Seni en çok duygulandıran şarkı ?

Justin timberlake- Mirrors. Bu şarkı gerçekten çok ama çok özel...

4. Daha önce seni bırakan birisi geldi senden 2. şans istedi sen de verdin ama buna rağmen yine bırakıp gitti... Şimdi pişman ! Ne yaparsın, ne hissedersin ?

Benden 2. bir şans isteyip, yine aynı şeyleri yapan insan pişman değildir abi ! Tabii ki de yol veririm, bana ne !

5. Nefret mi, aşk mı ?

Aşk :))

6. Birinin kalbini kırdığında nasıl gönlünü alırsın ?

Onu beni affedene kadar rahat bırakmam ve şeker görünmeye çalışırım :))

7. Nasıl ağlarsın ? Bağırarak mı, içine akıtarak mı ?

Yerine göre değişir. Ama sanırım içime akıtarak...

8. En korktuğun şey ?
 
Arkadaşlarımın önünde öğretmenden ya da başka bir insandan azar yemek.

9. Ruhun sıkıldığında ne yapmayı seversin ? Kendini nasıl sakinleştirirsin / dinlendirirsin ?

Pink dinleyerek. :))

10. Bazen kızılmasından hoşlanırsın, peki en çok ne için kızılmasını seversin ?

Çok ilginç bir soru... :D Tabii ki de sevgilim beni kıskandığı için bana kızarsa. :))

11. Şiir / Müzik / Öykü / Deneme ?

Müzikkkk. :))

12. En son ne için ağladın ?

Hayatımdaki bütün yanlışlar ve kalp kırıklıkları için...

13. Birinde hemen etkilendiğin özellik ?

Bunu hiç düşünmemiştim. :D Sıcakkanlı olması sanırım :))

14. Dayanamadığın şey ?

Bir insanın karşımda acı çekerek ağlaması...

15. En sevdiğin duygu ?

Merak :))
 
Beyza´cığım şimdi bunları oku ve bana karşı bir daha yanlış yapmaa. ^_^ :D

2 Ekim 2013 Çarşamba

Beden dersi mi ? o.O Yok almıyım .s

                       Şu beden dersinden nefret ettiğim kadar hiç bir derste bu kadar nefret edemem sanırım ! O nasıl bir ders ya ?! Her şey bir kaç saat öncesinde başladı...

Ne güzel eşofmanlarımı giymiş, acaba hoca bana kızcak mı kızmıycak mı ? Havasında beklerken spor salonuna hoca girdi. Öyle bir girdi ki sanırsın belediye başkanı ! Onun kadar şu spor salonuna cool giren birini hayatımda görmedim ! Neyse geldi falan " rahat hazır ol ! " Ama beni inceliyor. Bana kızacak bir şey bulacak ya ! Söylediği hareketlere uymaya çalıştık. Şu ana kadar her şey normal gitmişti. İş voleybol oynamaya gelene kadar... Bir kız olmama rağmen iyi voleybol oynayamam. Hatta voleyboldan nefret ederim bile diyebilirim. Önce ben oynamak istemedim. Ama mecburdum. Erkekler bile oynayacaktı. Hocaya baktım sinirliydi. O yüzden üstüne gitmek istemedim açıkçası. Rezil olmayı kimse istemez. Bizi takım halinde ayırdı. Herkes önceki okulunda öğrenmiş sırasıyla yerleştiler. Bana da kaç kere anlatmışlardı ama üstüne gitmediğim için unutmuştum. Kaldım ortada. Ben hocaya bakıyorum, hoca bana bakıyor. " Kızım geçsene !" dedi. Tekrar yüzüne baktım. " Nereye geçeyim hocam ?" Herkes gülmeye başladı. Bence bunda gülünecek bir şey yoktu. Ama zevzekler işte. Hoca yanıma geldi, kolumdan yavaşça tuttu ve bir yere geçirdi. Düdüğü öttürdü ve herkes oynamaya başladı. Biraz arkalarda olduğum için başta top bana gelmiyordu. Rahattım. Ama sonradan top önüme geldi ben ulaşamadım ve yere düştü. Karşı takım çığlık atmaya sevinmeye falan başladı. Sonra önümdeki kız bana söylenmeye başladı. Neymiş efendim neden topa vurmamışım da o da bu da. Olum o topa senin vurman gerekti ! Sonuçta ben ulaşamıyorum değil mi ? Hoca ağızında bir şeyler geveleyerek bana laf anlatmaya çalıştı." Tamam hocam " diyerek geçiştirmeye çalıştım. Karşı takımdaki çocuk oldukça uzun boylu olduğu için hep benim taraflarıma atmaya çalışıyordu. Top ya arkamdan geçiyor , ya da önümden geçiyordu vuramıyordum. Sonra da vuramadı oluyordu. Artık dayanamamıştım. Zilin çalmasını bekliyordum. Zil hemen çaldı. Allah´tan başka bir şey isteseymişim olcakmış :D Diğer ders de serbest kaldık zaten. Ama eminim ki bir daha hayatım boyunca ( hocanın zoru hariç ) voleybol oynamayacağım...